İş Hukuku

İş hukuku, farklı devletlerin kendilerine özgü olarak sıklıkla farklı yorumlar gösterdiği bir alt hukuk dalıdır. Ancak kökenleri Avrupa kıtasının hukuk geleneği ve mirasına dayandırılır. En temel olarak karşılıklı iş yapan taraflar arasındaki hukuki düzlemle ilgilenir. Mesai ücretleri, maaş uyuşmazlıkları ve işçi alacakları bunların başında yer alır. Kocaeli Adliyesi içinde iş hukuku kapsamına giren başlıklar arasında diğer sık görülenler şu şekilde listelenebilir:

  • İhbar tazminatı,
  • Kıdem tazminatı,
  • Şirketlerin personelleriyle düştüğü ihtilaflar,
  • İş ve işçi hakları,
  • Sendikalar,
  • Çalışma koşulları.

İş Hukukunun Tanımı Nedir?

İş hukukunun geniş anlamda tanımı şu şekilde yapılabilir: Belirli bir ödeme alma şartıyla mesai harcayan işçilerin ve işçilere maaş, yevmiye karşılığında iş veren gerçek ve tüzel kişiliklerin arasındaki uyuşmazlıklarla ilgilenen hukuk dalına iş hukuk denir. Buradan hareketle ücretli emeğin dahil olduğu herhangi bir durum, çalışma koşulları ve sosyal haklar ilintili olarak iş hukukunun gündemine gelebilir.

İş Hukuku Türleri Nelerdir?

İş hukuku içinde: Toplu iş hukuku ve bireysel iş hukuku olmak üzere iki ana kategori bulunur. Bahsi geçen kategoriler kendi aralarında da farklı sınıflandırılmalara tabi tutulabilirler. Her bir tür kendi içinde sendikal konulardan, yabancı uyrukluların çalışma izinlerine kadar çeşitlendirilebilir.

Bireysel İş Hukuku

Bireysel iş hukuku başlığında gündeme gelen hukuki süreçler ağırlıklı olarak KOBİ şeklinde adlandırılan küçük ve orta ölçekli firmalar ve bunların çalışanları arasındadır. En sık görülen bireysel iş hukuku başlıkları şöyle sıralanabilir: 

  • Tazminat davaları,
  • Hizmet, ücret ve maaş sözleşmeleri,
  • Çalışma koşullarına ilişkin ihtilaflar,
  • Sosyal haklarla ilgili uyuşmazlıklar,
  • İşten çıkarılma,
  • İstifa etme süreçlerinde yaşanan uyuşmazlıklar,
  • Mesai ücreti, prim ya da yan ödemelerle ilgili sorunlar.

Toplu İş Hukuku

Toplu iş hukuku başlığında ağırlık olarak yüzden fazla personelin mesai yaptığı şirketlerde gündeme gelir. Kısaca burada taraflar tek bir işçi ya da tek bir iş veren değildir.  Bu hukuk dalı sendikalar ve sendikal haklarla ilgili konuları da kapsar. Bu hukuk dalında sık rastlanılan konu başlıkları şu biçimde maddelenebilir:

  • Sendika fesih süreçleri,
  • Sosyal haklar,
  • Grev, toplu iş bırakma ve lokavt (toplu işten çıkarılma) süreçleri,
  • Kolektif sendika üyeliği süreçleri,
  • Toplu iş sözleşmesi.

İş Hukukunun Özellikleri Nelerdir?

Her hukuk dalında olduğu gibi iş hukuku alt dalı da kendine özgün nitelikler, usul ve esaslar barındırır. Bu özellikler arasında en önemli konu; işçi ve iş veren uyuşmazlıklarında yetkili mercilerin ikilem, şüphe ya da tereddüt gibi durumlar yaşaması halinde işçi lehine yorum hakkı olmasıdır.

Bu duruma eklenebilecek diğer hususlar da işçinin haklarının korunması ilkesi ve hak kazanılan maaş ve emek ücretlerinin ihmal edilmemesi gerekliliği üzerine prensiplerdir. İş hukuku kapsamında işçi statüsündeki bireyler ile iş veren konumundaki gerçek ya da tüzel kişilikler arasında bir karşılıklılık yani mütekabiliyet esası bulunur. Ayrıca bazı durumlarda işçi sıfatındaki taraflara istisnai olarak öncelik verilebilir, haklar tanınabilir.  Örnek olarak iş akdi fesih işlemlerinde, işçinin çıkarılması için geçerli nedenler sunmak ve bu nedenleri ispat etmek iş veren sorumluluğundadır.

İşçi Alacakları Dava Süreçleri

İş avukatlarına ve İş Mahkemeleri’ne yansıyan iş hukuku uyuşmazlıkları arasında en çok görülenler işçi alacakları başlığı altında toplanabilir.  Türkiye’deki çeşit yasalarda gidilen güncellemeler sonrasında işçi alacaklarının mahkemelerde fazla iş yükü oluşturmaması için farklı bir prosedür şartı getirilmiştir. Bu şart işçi ve iş verenler arasındaki uzlaşmazlıklarda zorunlu arabuluculuk kurumuna başvuru yapma şartıdır.

Bu şart doğrultusunda işçiler alacakları için dava yoluna gitmeden önce zorunlu olarak bir arabulucu avukata giderek iş verenlerle mutabakat sağlamaya çalışır. Bu zorunlu süreç iki saatlik arabuluculuk mesaisiyle kısıtlanmıştır. Devlet tarafından ödenen ilk iki saatlik arabuluculuk girişimi sonucunda bir uzlaşmaya varılamazsa taraflara dava açma hakkı doğar. Ancak arabuluculuk kurumuna gidilmeden açılan davalarda, mahkemeler “dava şartı sağlanmamıştır” gerekçesiyle başvuruyu reddeder. Taraflar iki saatlik arabuluculuk sonrasında anlaşmaya yaklaştıklarını düşünürlerse karşılıklı olarak kendilerinin ödeyeceği arabulucu görüşmelerine devam edebilirler.

İletişim